Parasını dolandırıcılara kaptıran şehit babası şimdi de evini kaptırmak üzere
Boş kağıda attığı imzaların satış sözleşmesi olarak karşısına çıktığını ve evini dolandırıcılara kaptırma tehlikesiyle karşıya kaldığını öne sürerek yardım istedi.
2016 yılında Bitlis’te vatani görevini yaparken silah kazası sonucu şehit olan Jandarma Er Adem Gül’ün babası Yaşar Gül, dolandırıcıların hedefi olduğunu belirtti. İşten arta kalan zamanlarında evinin bitişiğindeki boş arsada tavuk, kaz besleyen ve kedi ve köpeklerle vakit geçiren Yaşar Gül’ün başına gelenler bu arsa ile başladı. 1995 yılında Makedonya’dan göç ederek Türkiye’ye geldiğini söyleyen şehit babası Yaşar Gül, “Şehit babasıyım. Çocuğumuz 2015 yılının Ağustos ayında askere gitti. Aynı yıl 18 Ağustos tarihinde biz dolandırıldık. Çocuğumuz askere gitti, bizim de aklımız başımızda yoktu. Burada tavuk bakıyoruz diye bir kadın geldi yerini tespit etti. Onun yerinde tavuk bakıyoruz diye haksız işgalden dolayı 5 yıl geriye dönük 10 bin TL banka hesabıma yatır, ondan sonra binanı yık diye bana bir kağıt geldi. Okuttuğum, danıştığım kişiler dilekçe yazmazsan kabul etmiş sayılırsın dediler. Bir arkadaşım benim avukat arkadaşım var, ben onlara ücretsiz yaptırım dedi. Buraya geldi, yere baktı. Yok bir şey ben dilekçeyi yazarım dedi. Bana dört tane A4 kağıdı aldırdı, motosikletimin üzerinde imzalattı. Ben bunları dolduracağım dedi. İmza attırdığı boş kağıtlara çift taraflı satış sözleşmesi diye düzenlemişler” dedi.
“Ondan sonra da ‘Kadın burasını satıyor istersen al’ dediler” diyen Yaşar Gül, “57 bin 500 TL olarak fiyatta anlaştık. 20 bin euro param vardı bankada. Paramı bozdurdum, 57 bin 500 TL dışında bin TL de para verdim. Arsayı aldık diye zannederken dolandırıldık. Benden parayı aldıktan sonra tapuya gel dediler, tapuya gittim kimse gelmedi. Telefonları da kapandı. Emniyette söyledim ama adlarını bilmediğimiz için emniyet de bir şey yapamadı. Olaydan 1520 gün sonra otogarın orada birisini yakaladım, diğeri de geldi. Emniyete teslim ettim” diye konuştu.
Konu ile ilgili olarak mahkeme süreci başladığını söyleyen Gül, “Bundan sonra mahkeme süreci başladı. Bana kendilerini başka isimlerle tanıttıkları ortaya çıktı. Bana kendisini avukat olarak tanıtan kişinin de, yanındaki kişinin de ismi başka çıktı. Mahkemede ceza aldılar 3 sene 6’şar ay. Benim param kayboldu gitti. Bana imzalattıkları boş kağıtlara çift taraflı satış sözleşmesi düzenlemişler. Bir kadına evimi satmışım gibi göstermişler. Ben o kadını ne gördüm ne de tanıyorum. Biz evimizi satmak için yapmadık. Biz müteahhit değiliz. Biz kendi çocuklarımız için aile evi yaptık. Bizi tuzağa düşürüp boş kağıtlara imza attırdılar. Ondan yararlandılar, boş kağıtlardaki imzayı çift taraflı satış sözleşmesi diye düzenlemişler. Mahkemeye sundular. Bize evi sattı, evini vermiyor diye. Onlar da bize dava açtılar. 115 bin liraya evi satmışım dediler. 115 bin lira 184 bin lira para oldu şimdi. Bir de öyle bir şeyle karşı karşıya kaldık. 184 bin lira ödememizi söylediler” şeklinde konuştu.
Yaşar Gül, “Mağdur olduğumuz halde haksız duruma düşürdüler bizi. Hiçbir şeyin tadı kalmadı. Şehit oğlumuzun üzüntüsünü yaşayamadık. Oğlumuz askere gitti dolandırıcılarla uğraşmaya başladık, evimizde acı hiç bitmedi, acımız hala devam ediyor. Çocuğumuzun üzerine bir de evimizi almaya kalkıyorlar. Evsiz de bırakmaya kalkıyorlar. Dolandırıcılarla pençe pençeye geldik” dedi.