Cebeli Yerlikaya’nın konuğu: Başarılı İşadamı ve Siyasetçi Ramazan Çelik…. | Nabiz Gazetesi
Nabiz Gazetesi

Cebeli Yerlikaya’nın konuğu: Başarılı İşadamı ve Siyasetçi Ramazan Çelik….

Her hafta,kendi alanlarında önemli işlere imza atan kişiliklere yer vereceğimiz röportaj köşemizin bu haftaki konuğu;başarılı İşadamı ve Siyasetçi Ramazan Çelik.Keyifli okumalar diliyorum.

01 Aralık 2020 3.734 okunma
Cebeli Yerlikaya’nın konuğu: Başarılı İşadamı ve Siyasetçi Ramazan Çelik….

-Ramazan Çelik kimdir?Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

1982 Elazığ doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Elazığ’da tamamladıktan sonra Ankara’da üniversite tahsilimi bitirdim. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Eğitimimi tamamladıktan sonra askerlik görevimi yapmak için geldiğim İstanbul’dan geri dönmeyerek,yaşamıma  bu güzel şehirde devam ettim. Evli olup, biri kız,biri erkek olmak üzere iki çocuk babasıyım.

 

-İş hayatına nasıl başladınız?

Üniversiteyi şehir dışında okuyunca; ister istemez vizyonunuz büyüdüğünüz çevreden biraz farklı oluyor. Daha yüksek hedefleriniz ve tempolu çalışma arzusu içinde oluyorsunuz. Bu düşüncede Elazığ’da hayatımı devam ettirmem söz konusu değildi. Zaten küçük yaşlardan itibaren hem okuyup hem çalıştığım için; ticari bilgim iyi durumdaydı. İstanbul, benim için hedeflerimi gerçekleştirmem açısından önemli bir şanstı. Bunu değerlendirmek istedim. İlk başta eğitim sektöründe faaliyet gösteren bir firmada, mezun olduğum meslek dalında çalışmaya başladım. Rabbim; “başka insanların işi için verdiğim emeğin, gösterdiğim çabanın aynısını acaba ne zaman kendi işimde göstermeyi nasip eder” diye hep bir hayalim vardı ve sonunda Rabbim, yine eğitim sektörü içinde faaliyet gösteren motorlu taşıt sürücüleri kursuna ortak olmayı nasip etti.

6 yıl bu sektörde kaldıktan sonra; 2014 yılında şehir içi toplu taşımaya el atıp MİRAYTUR Personel ve Öğrenci Taşımacılığı’nı kurdum. Halen devam etmektedir.

Son olarak ortağım Adem Bey’le kuruluşunu bu yıl gerçekleştirdiğimiz PARS Gayrimenkul ve Arsa Ofisini açtık.

Bugünlere gelmemdeki en önemli faktör olarak gördüğüm; kendi ayaklarımın üzerinde durmam gerektiğine dair benimsediğim sorumluluktur. Her insanın mutlaka keşfedilmemiş bir kabiliyeti vardır. Önemli olan insanlar, bu yönlerini bulup daha fazla geliştirmeleri için kişisel çaba göstermelidir. Sebep sonuç ilişkisi içerisinde BAŞARI kaçınılmaz olacaktır.

 

 

 

-İş hayatındaki prensiplerinizden,iş modelinizden,varsa model aldığınız iş insanlarından bahsedebilir misiniz?

İş hayatında başarılı olmanın yolları bir takım prensipleri hayat tarzı yapmaktan geçiyor. Stres yönetimi ve kendini farklı konumlandırabilmek sizi ciddi anlamda rahatlatacaktır. Uygulamaya çalıştığım modelden bahsedeyim. Bu zaten ister istemez prensiplerimi de oluşturuyor.

Profesyonel bir görünüm ve kurumsal hayata uygun bir giyim tarzı edinmek sizi iş hayatında öne geçirecek olan adımlar arasında bulunuyor. Görünüşünüzle kendiniz olun ve kendinizi daha net bir şekilde dışarıya ifade etme şansını kullanın.

Kariyer hayatında en önemli konulardan birisi de hedef belirlemek. İş hayatınızda etkili ve ulaşılabilir hedefler belirleyerek o hedeflere yönelik bir şekilde çalışabilir ve kendinizi ispat edebilirsiniz.

İş hayatındaki plansız durumlar ve ani gelişen olaylara karşı kolay adaptasyon göstermek ve olaylara esnek bakabilmek iş verimliliğinizi yükseltmenize yardım eder.

İş hayatının olmazsa olmaz kurallarından birisi stres yönetimi. Stres altında başarılı bir şekilde çalışabilmek ve motivasyonunun düşürmemek şirketlerin en çok önem verdiği özelliklerden. Stres yönetimi konusunda kendinizi geliştirerek,kariyerinizde emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.

İş hayatında başarılı olmanın kurallarından biri de, sosyal aktivitelere zaman ayırmak. Sosyalleşebileceğiniz ortamlarda bulunmak, iş verimliliğini ve iş hayatındaki başarı oranını üst noktalara taşıyarak,kişiye rahatlayabileceği alanlar sunması açısından faydalı.

Geçmişte elde ettiğiniz deneyimleri iş hayatınızda ilerlemek için kullanmak,başarı yolunda size önemli bir avantaj sağlayabilir. Deneyimlerinize yenilerini katarak iş hayatında basamakları daha hızlı bir şekilde çıkabilirsiniz.

İyi para kazanmak ve üst seviyelere ulaşmak her çalışanın hayali olsa da şirkete bağlılık, ekiple uyumlu çalışma ve üstün performans gibi özellikler para kazanmaktan daha öncelikli olmalı.

İş takibi ve verilen görevi sonuna kadar takip ederek başarıya ulaştırmak iş hayatında sizi öne taşıyan nitelikler olabilir. Bu özellikleriniz ile iş hayatınızda daha üst mevkilere çıkabilirsiniz.

İş hayatında yaratıcı olmak ve yaratıcı davranışlar sergilemek size farklılık katar ve kariyerinizde başarılı olmanıza yardım eder. Etkili çözümler üretmek ve bunda başarı yakalamak şirketlerin öncelik verdiği özellikler arasında.

Kariyer hayatınız boyunca başarılarınız kadar hatalarınız da olacaktır. Önemli olan ise, hatalarınızdan ötürü pişman olmak yerine,onlardan ders çıkarmak ve hatalarınızı bir daha tekrarlamamaktır.

Bu saydıklarımı iş hayatınızda uygulamayı becerebilirseniz, başarıya emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.

Örnek aldığım rol modellere gelince de; yine aynı sektörden NEF İcra Kurulu Başkanı Erden TİMUR. Gayrimenkul sektörüne farklılıklar sunmaktadır. Çalışkan, disiplinli ve azimli. Yine AKFEN Yönetim Kurulu Başkanı Selim AKIN beğendiğim genç iş adamlarındandır.

 

-İyi bir iş insanı nasıl olmalı,neler yapmalı,başarının ve başarılı olmanın sırları nelerdir sizce?

Yaşadığımız dünyada, iyi ya da iyiliksever olmaya çalışma fikri neredeyse saflık gibi algılanıyor; fazla ağırbaşlılık, ruhsuzluk, hatta sıkıcılık gibi çağrışımları var. Öyle ki, kötü olmak tüm bunların yanında yaramaz bir övgü gibi kalıyor.

Oysa iyi olabilmek hem birey hem de toplum için sağlıklı olabilmek kadar, hatta belki de ondan daha fazla hayati bir öneme sahiptir. Ama bizler, daha fit olabilmek için spor merkezine gitmeyi gayet normal bulurken, daha iyi birisi olmak için çalışabilmeyi çok garip, hatta ürkütücü buluyoruz.

Çünkü bize göre iyi olabilmek için yapılması gereken bir şey yok- eğer olsaydı,zaten bu çok sahte olurdu. Yani bizce birisi ya iyidir, ya da değildir; bu iş alıştırmayla olmaz. Halbuki bu son derece yanlış bir düşünce kalıbı; nasıl ki vücudumuzun geliştirilebilen kasları varsa, etik yanımızın da geliştirilebilen yönleri vardır. Dolayısıyla, aslına bakarsanız iyi olmak üzerinde çalışabilecek bir olgudur.

Başarıya gelince;

Başarıda ilk şart; istek olmalıdır. Ben bunu yapmak istiyorum diyebilmeli kişi. Zorlama ve baskı ile bir işi yaptırabilirsiniz ama kişideki isteksiz durum ve zorlama neticesinde başarı elde edilmesi çok zor. İstek olmadan; bir öğrenciyi ders çalıştırmaya, personele iş yaptırmaya ya da bir futbolcuya futbol oynattırmayı verim alacak şekilde yaptıramazsınız.

Unutmayalım ki; istek yoksa, inanç da yoktur. İnanç yoksa,cesaret de yoktur. Sonuç olarak,başarı da olmayacaktır.

Başarıda ikinci şart; bilgi birikimi olmalıdır. İnsanın başarısı için gereken bilgi birikimi başka deyişle donanımı kazanması gerekir. Donanım;beceri kazanma, uygun davranışlar sergileme, tutum ve davranışların belirleyicisidir. Bir işin nasıl yapılacağını, nasıl bir yöntem izleyeceğinizi,sahip olduğunuz donanım belirleyecektir.

Eğer ciddi bir donanımınız yoksa, bir işe başlama cesaretiniz de büyük ihtimal olmayacaktır.

Başarıda üçüncü şart; yetenek ve performans gücü. Bir işte isteğiniz olabilir, donanımınız da yeterli düzeyde olabilir,bu sizin başarılı olmanız için yeterli değildir. Yapabilme yani performansınız yeteri seviyeye çıkması gerekir başarılı bir sonuç elde etmeniz için.

Başarıda dördüncü şart; kendini ve yaptığı işi yorumlama ve değerlendirebilme’dir. Kendini ve yaptığı iş durumunu, yorumlayamayıp değerlendiremeyen kişi, ne donanımını kavrayabilir, ne de yapabilme gücünü ölçebilir. Eğer kendinizi değerlendirme yetiniz yoksa özgüven sorunu yaşamaya başlarsınız ve cesaretinizi yitirirsiniz.

Başarıda beşinci şart; Bir işi yorumlayıp, değerlendirdikten sonra onu düzeltebilme. Eksiklikleri görüp düzeltebilme ve diğer olumsuz faktörleri göz ardı etmeden olumlu bir şekil’e dönüştürebilme yeteneğinizin olması gerekir.

Yukarıda saydığımız beş faktörde aslında, bir trenin vagonları gibi birbirine bağımlı parçalardan oluşan bir bütündürler. Trende bir vagonun arızalanması diğer vagonları nasıl olumsuz etkiliyorsa; istek, birikim, performans, değerlendirme ve düzeltme de başarıda aynı şekilde aksamalara yol açmaktadır.

Sonuç olarak; cesaretiniz yoksa,bir işe başlama olasılığınız çok çok az, cesaretiniz yoksa istek ve inançlarınız yok denecek kadar az olur, cesaretiniz yoksa sağlıklı bir performans ve değerlendirmeden yoksun kalırsınız, cesaretiniz yoksa eksikliklerinizi görebilme ve onları düzeltme cesareti göstermezsiniz.

 

 

 

 -Siyasetle de meşgul oluyorsunuz,bu alanda bir iddianız var mı?

Esenyurt’ta, Elazığ İl Dernek Başkanlığını bıraktıktan sonra; Milliyetçi Hareket Partisi Esenyurt İlçe Başkanı Sayın Halil KAVAL’ın davetiyle siyasete atılmış oldum. Şu anda Milliyetçi Hareket Partisi Esenyurt İlçe Başkanlığında, Kamu Kuruluşları ve Bürokrasiden Sorumlu İlçe Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktayım.

Siyaset;iddaalı adamın işidir. Siyasette doğal olarak bizim de bir iddaamız ve hedefimiz var. Sadece hizmet amacıyla çıktığımız bu yolda, bölgesinde lider olan, Parti Genel Başkanımız Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’nin yürütmekte olduğu politikaya uygun olarak,elimizden geldiğince bu kutlu davaya bizler de katkı sağlamak istiyoruz.

Vatandaştan kendini soyutlamış bir siyasetin artık geride kaldığını, halkla içiçe, yüzyüze iletişim kurarak sorunların çözümüne gidilmesi, önemsediğim en büyük yeni siyasi kuraldır. Bu noktadan hareket edecek olursak; Esenyurt’lu vatandaşlarımızın bizlere olan güvenini sağladıktan sonra; ilk olarak yerel de, sonrasında ise genelde, parti olarak büyük bir başarı sağlayacağımızdan hiçbir kuşkum yok. Elazığ’lı olmam münasebetiyle; ilimizin bize kazandırdığı devlet yanlısı politikacılığı yine aynı düsturla devam ettirip; siyasi hizmet sunacağım bölgelerde sevilen bir siyasetçi olmak mutluluk verir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin yıkılmaz kurallarından biri de görev istenmez, görev verilir. Bu doğrultuda,partimizin bize uygun göreceği her türlü görevi yerine getirmek boynumuzun borcu olacaktır.

Alacağımız bu görevlerde;Elazığlı hemşerilerimizin de desteğini arkamızda hissetmek,bizleri ayrıca sevindirecektir.

 

-Kendinizi başarılı buluyor musunuz?

Başarı her insanın aklının ve gönlünün kraliçesidir.Herkes başarılı olmak ister.

Ama herkesin başarı tanımı farklıdır. Hepimiz bu sihirli kavrama değişik anlamlar yükleriz. Bu anlamlar biraz da beklentilerimiz ile ilgilidir.Benden genel bir başarı tarifi yapmak isteyebilirsiniz. Bence başarı, çevrendekilerin yapamayacağını düşündüğü bir işi gerçekleştirmektir. Biraz daha geniş ifade etmek gerekirse; başarı, değerlerimizden ödün vermeden, çevremize saygı duyarak bir işi sonuçlandırmak ve bundan mutluluk duymaktır. İnandığım değerlerden ödün vermeden bu noktaya gelebildiysem kendimce başarılıyım.

 

-Yeni projeleriniz var mı,varsa bunlardan,gelecekteki hedeflerinizden bahseder misiniz?

Her  zaman gelişmeyi sürdürebileceğim, yeni sorumluluklar alabileceğim ve kendimden değer katabileceğim büyümekte olan firmalarımı ayakta tutabilmek,uzun vadeli planlarım arasında yer almaktadır. Büyümek, büyüdükçe bünyemizdeki istihdam sayısını artırmak ve bunun sonucunda ülke ekonomisine bir nebze de olsa katkı sağlamak reel hedeflerim arasında yer almaktadır.

Bu doğrultuda hem PARS Gayrimenkul ve Arsa Ofisi hem de MİRAYTUR Personel ve Öğrenci Taşımacılığı; dinamik, çalışkan ve güler yüzlü personeli ile kaliteyi ilke edinen aynı zamanda hizmetlerinde koşulsuz müşteri memnuniyetiyle yaşamı kolaylaştırmayı hedeflemiştir. Kaynaklarımız ve gücümüzle hayata geçirdiğimiz, beklenen kalitede güvenli ve avantajlı hizmet adımlarımızı ulusal boyutta sürdürmek , çalışanları ve müşteri portföyü ile sektörlerinde değer yaratan öncü firmalar olmak en büyük kazanımımız olacaktır.

 

-Ekonominin bugünkü durumu hakkında neler düşünüyorsunuz?Gidişatı nasıl yorumluyorsunuz,önerileriniz nelerdir?

Dünyanın neredeyse tamamına yayılan yeni tip coronavirüs Covid-19’un hem küresel ekonomiye hem de Türk ekonomisine ağır darbe vurması beklenen bir senaryoydu. Hatta Türkiye’ye ilişkin çok daha olumsuz tahminler yürütülüyordu. Beklenilen kadar olmasa da Türk ekonomisinin de küresel daralmadan nasibini aldığı açıkca görülmektedir.

Etkisi itibariyle 2008 krizinin bile önüne geçen coronavirüs krizinin çözümü bugünden yarına bulunabilecek gibi değil.  Krizin ticaret savaşlarını çok cepheli kılacağını ve ülkeleri daha çok kendi çıkarlarına döndüreceği aşikar. Bu yıkıcı sağlık kriziyle birlikte ekonomi bozulmuş, üretim ve talep durmuş durumda. Talep ve arz şokunu beraberinde getiren çok değişik nitelikte bir krizle karşı karşıyayız. Etkisi itibariyle de, 2008 krizinin referans noktasından çok daha ötelere gidilmiş durumda. Covid-19’un geri dönüşünün içerisinde de bugünden yarına bir süreç söz konusu olmayacak. Ekonomilerin entegrasyonu anlamında belki de çok tersine işleyen bir süreç yaşıyoruz.Ulusal çıkarların küresel ticarette daha fazla ön plana çıkartılması,siyasi ve ekonomik birliklerin bağlarının gevşemesi, ülkelerin daha çok kendi içlerine çekilmesi ve ticaretin daha çok ikili anlaşmalar üzerinden dönmesi, ticaret savaşlarının çok cepheli hale gelmesi gibi durumlarla karşı karşıyayız.

Türkiye’de yaklaşık 9 ay süreyle kısmi nakit akışı olmasının reel sektörde yarattığı hasara ve bunun yarattığı işsizliğe dikkat etmek gerekir. Bu sıkıntının vatandaş tarafına yansıması artan işsizlik üzerinden söz konusu olacaktır. Bu yüzden krizden çıkış bu noktada klasik parasal yöntemlerden geçmiyor.  Firmaları ve hane halklarını direkt olarak desteklemek zorundasınız. Hem işsizliği önlemek zorundasınız hem de firmaları yaşatmak zorundasınız. Türkiye’nin pandemi döneminde açıkladığı ekonomik paket 100 milyar TL tutarında. Yani aşağı yukarı 15 milyar dolar civarında. Ülkenin, ABD, Japonya veya Almanya gibi trilyon dolarlık paketler ortaya koyması da mümkün değil. Zaten borçlu profilde bir ülkeyiz. Döviz yükümlülüklerimiz oldukça fazla. Zaten doğal döviz girdisi bu ortamda sağlayamayacağız çünkü dış talepteki çöküşten dolayı ihracat yok. Bizim de ekonomiyi finanse etmemiz gerekiyor. Bu yüzden resmi bir karantina uygulayarak ülkenin şalterini tam anlamıyla indirmedik. Özel sektör kendi inisiyatifine bırakıldı.

Reel sektörde firmaları ayakta tutabilmek ve istihdamı sabit tutabilmek adına acilen nakit akışı sağlanmalı. Geri ödemeler uzun vadeye yayılmalı. Siyasi ve ekonomik bağların güçlü olduğu halka bireysel olarak yansıtılmalıdır. Bu güven, psikolojik etmenleri harekete geçirecek ve yukarıya doğru ivme yakalamamız söz konusu olacaktır.

Pandemiden önce ülkemizin ekonomisi güçlenmekte olan bir yapıya sahipti. İnanıyorum ki küresel bazda el birliğiyle bu illetten kurtulup, yine eski huzurlu günlerimize döneceğiz.Sabır ve ekonomik tedbirlerle bu işi başaracağız.

-Son olarak sevenlerinize ve gazetemiz okurlarına ne mesajlar vermek istersiniz?

Gazetemiz okurlarına sevgilerimi iletiyorum. Sevenlerimize gelince hepsiyle aramızda müthiş bir enerji var hepsini saygıyla, sevgiyle kucaklıyorum ve önünüz arkanız sağınız solunuz mutluluk olsun diyorum. Ayrıca harika enerjilerini bana mesajlarıyla ileten tüm dostlara  kısa bir not eklemek isterim; tüm hayatımızda ve öğrenim hayatımızda çokça faydası olan analitik  düşünmeyi güçlendiren, konsantrasyonumuzu artıran zihinsel sağlığımızı geliştiren,kısa sürede kritik/analiz etme alışkanlığının hep hayatlarında kalmasını dilerim.Ruhunuzu dinlendirmek için mutlaka DÜŞÜNÜN!..

Herkese saygı, selam ve kalbi muhabbetlerimi iletiyorum…

Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
İLGİLİ HABERLER
POPÜLER HABERLER
SON DAKİKA HABERLERİ